top of page

ANLAMALAR

Yaşam, özü bakımından “anlamalarla” ilgili bir süreçtir. Hatta biyolojik canlılık ile yaşam arasında illa bir ayrım yapmak gerekirse aralarındaki tek farkın “anlam” olduğu; “canlı” kavramının sadece maddenin bir biçimine gönderme yapmasına karşın hayatın, her canlının varoluş hikâyesine atıfta bulunduğu söylenebilir. Ve bu açıdan bakıldığında “anlamak” yaşamla eş değerdir. 
Öte yandan tarih boyunca felsefe, bilim ve matematik alanlarında gösterilen onca çabaya rağmen insan için anlamak hep sıkıntılı bir mesele, her dönemde kifayetsiz bir beceri olarak kaldı. Belli ki bundan sonra da insanın yaşamla uyumunu, gerçekle dengesini, en önemlisi de bu gezegende ne denli uzun barınabileceğini belirleyecek olan büyük ölçüde “anlama” becerisi olacak. Bu kitapta karşınıza çıkacak kırk sekiz yazının amacı da son derece öznel bir seçkiyle, içeriklerle ilgili herhangi bir doğruluk iddiasında bulunmadan anlamalara yönelik düşünce yöntemleri önermek, güncel konulara elden geldiğince farklı bakış açıları oluşturarak anlama olgusunun insan yaşamının her evresinde bilgiden çok daha işlevsel olduğunu kanıtlamaya çalışmak olacak. 
Yaşama yalnızca hayatta kalmak gözüyle bakanların oluşturduğu büyük çoğunluğa rağmen insan türünün asıl eğiliminin ne pahasına olursa olsun bilmek, yeni bilgiler oluşturmak ve nihayetinde bildiğini paylaşmak olduğu çok açık. Üstelik bu bilgi oluşturma ve paylaşma eğilimi sadece insanlarda değil, tek hücrelilerden bu yana tüm canlılarda ortak bir özellik. Hatta canlılığın özünde bu bilgi paylaşımı öylesine geniş bir yer tutar ki biyoloji için canlılık bilimi değil de bilgi paylaşım bilimi desek yeridir. Ve bu açıdan bakıldığında zihnimizdeki bilgi akışı en az damarlarımızdaki kan akışı kadar değerli görünebilir. Burada kastedilen değeri daha iyi açıklamak için de konuya önce beynin grameri ile başlamak gerekir.
Ama başlamadan önce şunu bir kez daha ifade edelim; bu kitabın temel amacı okuyucuya bilgi sunmak değil, insan zihnini sürekli meşgul eden güncel konular üzerine yeni düşünce modelleri oluşturabilmesi için ilham vermektir, o kadar. Buradaki gibi son derece öznel kanaatlerle ve şüpheli fikirlerle bunu yapmak sahiden mümkünse bu görev ancak yaşamda önümüze sıkça çıkan kavramlar üzerine bir kez daha düşünülmesini sağlayarak yerine getirilebilir.
***

bottom of page